Olaylarin aydinlatilmasi sona mi erdi? Sonuçlar ölçülebilir nitelikte mi? (türkisch)

NSU’nun seri cinayet ve saldirilarinda yaralananlar ve kurban yakinlari olaylarin tüm ayrintilariyla açikliga kavusturulmasini talep etmeye devam ediyor ve sorusturma makamlari ile siyasi sorumlulari elestiriyorlar.

NSU tarafindan öldürülenlerin yakinlari, olaylarda yaralananlar ve magdur avukatlari, Federal Sansölye Angela Merkel’in “olaylarin ayrintili bir sekilde aydinlatilacagi” yönündeki vaadinden iki yil sonra gözleri açan nitelikte bir ara bilanço çikardilar.

Federal Sansölye Angela Merkel, NSU’nun cinayet eylemlerine ve bombali saldirilarina kurban olanlar için 23 Subat 2012 günü Berlin’de düzenlenen anma töreninde “Almanya Federal Cumhuriyeti’nin Sansölyesi olarak size söz veriyorum: Cinayetleri aydinlatmak, bunlara yardimci olanlari ve arka plandaki isimleri ortaya çikarmak ve tüm failleri hak ettikleri sekilde cezalandirmak için elimizden gelen her seyi yapiyoruz. Yetkili tüm Federal ve eyalet birimleri büyük bir hizla bunun için çalisiyorlar.”

Bütün katilimcilar böylesine bir çalismanin kapsamli olacaginin ve zaman alacaginin bilincindeydi. Ancak, NSU’nun varligi resmi olarak yalnizca iki yildan bu yana bilinmekle birlikte, yapilacaklar listesindeki maddelerin üzerinin çizilmesine çoktan baslandi. Kurban yakinlarinin ve yaralilarin hakli menfaatleri -bilhassa olaylarin aydinlatilmasi- Federal Savcilik tarafindan “can sikici bir madde” olarak çoktan en sona atildi. Elzem olan siyasi ve toplumsal tartismalar Federal Meclis NSU Arastirma Komisyonu’nun raporuyla birlikte neredeyse kapanmis görünüyor. Arastirma Komisyonunun tekrar olusturulmasina iliskin ana talep Federal Meclis’in büyük bir çogunlugu tarafindan reddediliyor. Kurban yakinlarinin ve yaralilarin önemli sorulari halen cevap bulmus degil:

NSU aginda kimler faaliyet gösteriyordu? Yurtdisi ile hangi iliskiler kurulmustu? Olay bölgesinde kimler yardimci olmustu? Kurban seçimi nasil gerçeklesiyordu?

NSU kendisini nasil finanse ediyordu? Eylemlerini planlarken ve uygularken devletin parasindan yararlanmis miydi?

Gizli istihbarat teskilatlari 1998 yili ile 4 Kasim 2011 tarihleri arasinda ne kadar ve hangi bilgilere sahiptiler? Muhbirler ya da muhbirlerden sorumlu yetkililer eylemleri tesvik ettiler mi, mümkün kildilar mi, eylemlerin üzerini örttüler mi?

Thüringen’deki Neonazi çevreleri ile yakin iliski içinde olan yedi muhbire iliskin dosyalar 11 Kasim 2011’de niçin imha edildi?

Siyasi sorumlular, bu sorulara cevap arayan kurban yakinlari karsisinda, sürekli olarak Münih Yüksek Eyalet Mahkemesi nezdindeki Beate Zschäpe davasina ya da sorusturma birimlerinin çalismalarina isaret ediyorlar. O tarafta ise, özellikle Federal Savcilik bu sorulari dava disinda tutmak için elinden gelen tüm çabayi gösteriyor ve ceza mahkemesinin bir arastirma komisyonu olmadigina dikkat çekiyor.

Dosyalar açiga vurulmuyor

Dosyalarin -sayisi bilinmeyen diger zanlilarin dosyalarinin- incelenmesi fiilen mümkün kilinmiyor ya da buna izin verilmiyor. Sorusturmalarin baslangicinda, yaralilar ve NSU tarafindan öldürülenlerin ailelerine karsi isbirligi ve seffafliga büyük önem verdigini göstermeye çalisan Federal Savci, bugün adeta bir at gözlügü takmisçasina tüm aydinlatma çabalarini bloke etmeye çalisiyor. Federal Savcinin bu çabasi, yalnizca dava iddianamesindeki noktalarin halledilmesinin ötesinde bir çabadir.

Federal Savci, böylelikle NSU kurbanlarinin hakli menfaatlerini ve haklarini göz ardi etmektedir. Federal Savci, görünüse göre bu haklari gereksiz bir dava yükü haline getirmekte ya da iddianamenin yüzeysel bir sekilde kabul edilmesi çerçevesinde adeta bu haklari bir figüran seviyesine düsürmektedir.

Bu izlenim yalnizca Federal Savcinin davranislariyla sinirli degildir. 21 Subat günü Federal Meclis’teki Genel Kurul toplantisinda NSU olayindan çikan sonuçlarin yeniden ele alinmasi ve tartisilmasi öngörülmüstür. Bu toplantida, tüm Meclis gruplarinin büyük bir mutabakatla bir önceki yasama dönemindeki Arastirma Komisyonunun tavsiyelerinin gerçekten uygulanmasina vurgu yapmalari beklenmektedir. Ancak, bahsekonu raporda katilimcilar, sorusturma makamlarinin, basinin ve toplumun sergiledigi basarisizlikta yapisal ve kurumsal irkçilik sorununun açik bir sekilde bir neden teskil edip etmedigi konusunda mutabakata varamamislardi. Ortaklasa ifadeye dökülen sonuçlar

- sayet günün birinde uygulamaya konulursa- özellikle bu temel sorunu çözemeyeceklerdir. Yaralilarin ve NSU tarafindan öldürülenlerin aileleri komisyon raporu sunulurken bu noktaya isaret etmis ve çok daha kapsamli sonuçlar çikarilmasini talep etmislerdir. Ancak simdi, siyaset sahnesinde de yapilacaklar listesindeki maddelerin üzerinin çizilmesine baslanmasi öngörülüyor. Sayet sorusturma makamlarinin ve siyaset çevrelerinin cevabi bu olacaksa, Almanya’da her gün yeniden meydana gelen -bazen ölümcül boyutlara ulasan- sagci siddette bir degisiklik olmayacaktir.

Talebimiz asagidadir:

Sorusturma makamlarinin davranislarinda aydinlatma ve seffaflik yönünde bir U-dönüsü meydana gelmelidir.

Kurumsal ve yapisal irkçilik konusuna ve bununla mücadelede etkin mekanizmalarin tesvik edilmesine iliskin olarak Federal Meclis’te (örnegin Ingiltere’deki Macpherson Komisyonu benzeri) en az bir adet arastirma komisyonu kurulmalidir. Mesele neredeyse tüm toplum kesimlerini ilgilendirmektedir. Etkin çözümler için bilimsel dayanagi olan, partiler üstü ve toplumsal bir tartismaya ihtiyaç vardir.

 

Bayan avukatlar:

Seda Basay

Antonia von der Behrens

Christina Clemm

Doris Dierbach

Barbara Kaniuka

Seyran Kerdi-Elvan

Angelika Lex

 

Bay avukatlar:

Serkan Alkan

Prof. Bernd Max Behnke

Thomas Bliwier

Önder Bogazkaya

Dr. Mehmet Daimagüler

Hasan Dilman

Dr. Björn Elberling

Berthold Fresenius

Carsten Ilius

Ali Kara

Alexander Kienzle

Detelf Kolloge

Stephan Kuhn

Stephan Lucas

Yavuz Narin

Ogün Parlayan

Jens Rabe

Eberhard Reinecke

Aziz Sariyar

Sebastian Scharmer

Reinhard Schön

Kiriakos Sfatkidis

Isaak Sidiropoulos

Peer Stolle

Bilsat Top

Turan Ünlücay

 

Zurück